SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

FEDAİLU’S-SAHABE BAHSİ

<< 2503 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

(2503)قال:فدخلت أسماء بنت عميس، وهي ممن قدم معنا، على حفصة زوج النبي صلى الله عليه وسلم زائرة. وقد كانت هاجرت إلى النجاشي فيمن هاجر إليه. فدخل عمر على حفصة، وأسماء عندها. فقال عمر حين رأى أسماء: من هذه؟ قالت: أسماء بنت عميس. قال عمر: الحبشية هذه؟ البحرية هذه؟ فقالت أسماء: نعم. فقال عمر: سبقناكم بالهجرة. فنحن أحق برسول الله صلى الله عليه وسلم منكم. فغضبت. وقالت كلمة: كذبت. يا عمر! كلا. والله! كنتم مع رسول الله صلى الله عليه وسلم يطعم جائعكم، ويعظ جاهلكم. وكنا في دار، أو في أرض، البعداء البغضاء في الحبشة. وذلك في الله وفي رسوله. وايم الله! لا أطعم طعاما ولا أشرب شرابا حتى أذكر ما قلت لرسول الله صلى الله عليه وسلم. ونحن كنا نؤذى ونخاف. وسأذكر ذلك لرسول الله صلى الله عليه وسلم وأسأله. ووالله! لا أكذب ولا أزيغ ولا أريد على ذلك. قال فلما جاء النبي صلى الله عليه وسلم قالت: يا نبي الله! إن عمر قال كذا وكذا. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم "ليس بأحق بي منكم. وله ولأصحابه هجرة واحدة. ولكم أنتم، أهل السفينة، هجرتان".

قالت: فلقد رأيت أبا موسى وأصحاب السفينة يأتوني أرسالا. يسألوني عن هذا الحديث. ما من الدنيا شيء هم به أفرح ولا أعظم في أنفسهم مما قال لهم رسول الله صلى الله عليه وسلم.

قال أبو بردة: فقالت أسماء: فلقد رأيت أبا موسى، وإنه ليستعيد هذا الحديث مني.

 

[ش (البعداء البغضاء) قال العلماء: البعداء في النسب، البغضاء في الدين. لأنهم كفار. إلا النجاشي، وكان يستخفي بإسلامه عن قومه ويوري لهم. (أرسالا) أي أفواجا، فوجا بعد فوج. يقال: أورد إبله أرسالا أي متقطعة متتابعة. وأوردها عراكا أي مجتمعة].

 

(2502 nin devamı)

 

Ebû Musa (r.a.) dediki :  

Derken Esma binti Umeys —ki bizimle beraber gelenlerden biridir— ziyaret için Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Hafsâ'nın yanına girdi. Esma, Necâşi'ye hicret edenler arasında hicret etmişti. Az sonra Ömer, Hafsa'nın yanına girdi. Esma da Hafsa'nın yanında idi. Ömer, Esma'yi görünce :

 

  Bu kim? diye sordu. O da:

 

  Esma binti Umeys! dedi. Ömer :

 

  Şu Habeşistanlı mı? Şu denizli mi? diye sordu. Esma:

 

  Evet! cevâbını verdi. Bunun üzerine Ömer :

 

  Hicrette biz sizi geçtik. Binâenaleyh Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) nezdinde biz sizden daha haklıyız, dedi. Esma kızdı. Ve şu sözü söyledi:

 

  Yanıldın yâ Ömer! Hayır! Vallahi siz Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'le birlikte idiniz. Aç olanınızı doyurur; câhilinize va'z ederdi. Biz ise uzaklar düşmanlar diyarında —yahut toprağında— Habeşistan'da idik. Bu da Allah ve Resulü uğrundaydı. Allah'a yemin olsun ki! Senin söylediğini Resûluliah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e anmadıkça ne yemek yerim, ne su içerim. Eziyet ediliyor ve korkutuluyorduk. Bunu Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e  söyleyeceğim ve ondan isteyeceğim. Vallahi ne yalan söylerim, ne de saparım. Bundan fazla bir şey de söylemem, de­di. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gelince Esma :

 

  Yâ Nebiyallah! Ömer şöyle şöyle söyledi, dedi. Bunun ürerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«O benim nezdimde sizden fazla hak sahibi değildir. Onun ve arkadaşlarının bir hicreti, sizinse ey gemi yolcuları, iki hicretiniz vardır!» buyurdular.

 

Esma şöyle demiş : Gerçekten Ebû Musa ile gemi yolcularını takıın takını bana geldiklerini gördüm. Bana bu hadisi soruyorlardı. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in onlar için söylediklerinden kalblerinde daha büyük, daha sevindirici dünyâda hiç bir şey yoktu.                                

Ebû Bürde demiş ki: «Esma': Gerçekten Ebû Musa'yı gÖrmüşümdür. Kendisi bu hadisi benden tekrar tekrar dinlemeyi istiyordu, dedi.»

 

 

İzah:

Bu hadisi Buhâri «Kitâbu'l-Meğâzi»'de tahric etmiştir.

 

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Habeşistan'a gidenlere atıyye vermesi gazilerin nzâsıyle olduğuna hamledilmiştir. Buhâri'nin rivayetinde bunu te'yid eden sözler olduğu gibi, Beyhaki'nin rivayetinde sarahaten beyân edilmiş: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) müslümanlarla konuştu ve muhacirleri de onların hisselerine müşterek yaptı.» denilmiştir.

 

Hz. Esma' binti Umeys, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcelerinden Meymûne (Radiyaliahu anha)'nın kız kardeşidir. Ebû Tâlib'in oğlu Ca'fer'le evli idi. O şehid edilince Hz. Ebû Bekr'le evlenmiş, ondan Muhammed b. Ebi Bekr doğmuştu. Ebû Bekr (Radiyallahu anh)'ın vefatından sonra Hz. Ali ile evlenmiş, ondan da Yahya b. Ali doğmuştu.

 

Esma' (Radiyallahu anha), Hz. Ömer'e «Kezebte» diyerek söze başlamıştır. Bu kelimenin asıl mânâsı «Yalan söyledin» demekse de Arablar onu «Yanıldın, hatâ ettiıı» mânâsında kullanmışlardır.

 

Buadâ': Nesebde yâni soyda uzak olanlar.

Buğadâ' : Dinde düşman olanlar mânâlarına gelir. Bu kelimelerle Habeşliler'in Arab ve Müslüman olmadıkları anlatılmak istenmiştir. Filhakika hükümdarları Necâşi'nin dışında bütün Habeşliler kâfirdirler. Necâşi de müslümanlığını onlardan gizliyordu.

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in, Hz. Ömer için:

 

«O benim nezdimds sizden daha ziyâde hak sahibi değildir.» buyurması mutlak mânâda değil, sadece hicret husûsundadır. Yoksa Ömer (Radiyallahu anh)'in mertebe ve hususiyeti herkesçe malûmdur.

 

Habeşistan'a gidenlerin iki hicretinden murâd; biri Habeşistan'a, biri de Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına göçtür.